Hukukun Evrensel İlke ve Esasları
Hukukun Evrensel İlke ve Esasları
Hukukun evrensel ilke ve esaslarını konu alacağımız bu bahsimizde gerçekten bu ilkelerin evrensel ilkeler ve esaslar mı olduğunu tartışacağız.
Öncelikle evrensellik kavramının tüm dünya vatandaşlarınca tanınmış, ortak payda olduğunu Fas’ta yaşayan bir bireyle Şili’de yaşayan bireylerin ortak noktası olduğunu belirtelim. Fakat hukuki evrensellik gerçekten de dünya üzerinde yaşayan vatandaşların üzerinde ittifak ettiği bir konumu yada dünyada yaşayan bütün bireyler hukuksal olarak ortak bir paydaya sahip mi?
Evrensel Hukuk İlkeleri
10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulun’da kabul edilen ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi;
Madde 3 -Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
Burada kültür farklılıklarını, toplumların gelenek ve göreneklerini tartışmamıza gerek yok. Bütün insanlar temel hak ve hürriyetler kapsamında yaşama hakkına sahiptir ve bu hak devredilemez. Norveç’te yaşayan bir kişi bu hakka ne kadar sahipse Mali’de yaşayan bir kişi de o kadar sahip olmalıdır. Teoride bu söylediğimizin doğru olduğunu biliyoruz, sadece yaşama hakkı değil, ifade hürriyeti, tarafsız ve bağımsız bir yargı, mülkiyet hakkı vs. bu haklar evrensel ilkeler olmakla beraber bütün dünya vatandaşlarının sahip olması gereken temel haklardır.
1789’da kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Evrensel Beyannamesi ;
Madde 1 – İnsanlar, haklar bakımından özgür ve eşit doğar ve yaşarlar. Sosyal farklılıklar ancak ortak faydaya dayanabilir.
Uygulama da ne yazık ki durum böyle değil, güçlünün haklı üzerinde tahakküm kurarak hakkını gasp ettiği ve haklının güçlüden hakkını talep edemediği bir dünyada evrensel ilke ve esaslar ancak yazılarda, makaleler de kalıyor. Adaletin tecelli edeceği bir dünyanın temelleri ise mutlaka bu evrensel ilke ve esasları uygulamaktan geçiyor, aksi takdirde kişilerin temel haklarını güvence altına alamadığı bir dünya da insan haklarının da uzun vadede korunacağından söz edilemez.
[…] Bir Fransız hukukçu, tarihçi ve siyaset düşünürü olan Alexis de Tocqueville 1830’ların dünyasında demokrasinin kaçınılmaz bir biçimde dünyayı fethedeceğini ilan eder ve bunu özgürlükler için […]