TarihDin

Tarih İlmi

 Tarih Ne Demek

Tarih ilmi “aya göre vakit tayin etmek, bir olayın meydana geldiği günü ve yılı, bunların rakamla yazılışını, bir şeyin oluş zamanını ve olaylar dizisini tesbit etmek” [1] veya bir başka anlam olarak “geçmişte, insanın hemcinsiyle veya yaşadığı çevre ile ilişkisini, gerek birey gerek millet, devlet düzeyinde, çift taraflı olarak neden(ler)-hadise(ler)-sonuç(lar) veya daha farklı yöntemler çerçevesinde ele alan, inceleyen, anlatan, yorumlayan ve konumlandıran bir ilim dalı”[2] tanımlanabilmektedir.  Biz de bu tanımlardan hareketle bu ilmin mahiyeti, mevzusu, mesaili, mebadisi ve garazı hakkında konuşmak istiyoruz.

tarih-ne-demek

Mahiyet kavramı daha çok felsefi içerikli bir kavram gibi gözükmektedir. Bir felsefe terimi olarak mahiyet somut bir varlığı (mevcut) ne ise o yapan özü ifade etmek için kullanılır.[3] Tarih alanı için bu terimi düşünecek olursak, tarih alanının özüne ışık tutmak durumundayız. Yani tarih alanının ne olduğu belirlemeli ve özüne ulaşmalıyız. Tarihi bize göre tarih yapan durum yine bizim kendimiz yani insandır. Temelinde insanın yattığı bir veriler silsilesi olarak gördüğümüz tarih, zamanlar boyunca insanın ekseninde meydana gelmiş ve gelmeye devam eden durumların veri olarak bize sunulmasını ve unutulmamasını sağlamaktadır. Yine tarihin bizi araştırmaya sevk etmesi ve bu durumun sürekli katlanarak devam etmesi onun temelindeki tarihe karşı merak duygusunu da göstermektedir. Çünkü tarih bir tekamülden ibaret olup bazı safhaları gözden kaçtığı zaman temellerin sarsıldığı görülüp bundan ötürü insanların bu alana fazlaca ilgi duyduğu söylenebilmektedir.

Arapça vaz’ kökünden gelen mevzü’ kelimesi, üzerinde düşünülen ve söz konusu edilen maddi-manevi her şey, her olay, duyularla algılanan ve işaretle gösterilen her nesne için, ayrıca ağızdan çıkan bir kelimenin anlam olarak karşılığının bulunduğunu ifade etmek üzere kullanılmaktadır.[4] Buradan hareketle bize göre tarih alanının mevzusu aslında ilk insandan bu yana konu olmuş her şeyi kapsamaktadır. Dolayısıyla bir şey tarihin konusu değil demek güçtür. Tarih, insan var oldukça meydana gelen olaylar silsilesi ve anlatılarının toptan ifade edilme şeklidir. Olayları sınıflandırır, bir düzene sokar ve bizim karşımıza anlamlı ve kronolojik bir yapıda sunar. Kısaca tarihin mevzusu insandır ve o var oldukça tarih devam edecektir.

tarihi-ne-demek

Sözlükte “sormak, istemek” anlamına gelen mes’ele kelimesinin çoğulu olan mesail “sorulan veya irdelenen şey” demektir.[5] Tarih alanının mesaili aslında yine daha önce bahsettiğimiz insan temelinde düşünülebilen bir durumdur. Merkezinde insanın bulunduğu olayların, durumların ve yaşantıların, ne zaman gerçekleştiği, hangi şartlar altında oluştuğu, kimin etkili olup kimin olmadığı, öncesinde ve sonrasında neler yaşandığı, psikolojik temelinde hangi durumların bulunduğu, sosyolojik açıdan hangi durumların gerçekleştiği, olayın nerede meydana geldiği ve niçin ortaya çıktığı gibi soruları ve daha da artan sorunları cevaplayarak kendine bir veri ortaya koymaktadır. Bu verileri objektif bir şekilde ortaya koymak ve herhangi bir eklenti yapmadan anlatmak gerekmektedir. Aksi taktirde kabul edilebilir bir tarih anlayışı ortaya koyulmuş olmamaktadır.

İslam felsefesinin ontoloji, epistemoloji ve metodoloji disiplinlerinde sıkça kullanılan mebde (çoğulu mebâdî) için Türkçe’de ‘ilke’ terimi türetilmiştir.[6] Tarih ilminin ilkeleri koyulabilir mi ya da herhangi bir zamanda koyulan bir ilke tüm zamanları kapsayabilir mi sorusu bu durumu zorlaştırırken ve “Tarihçilik mesleğinde yapılan en yaygın yanlışın, geçmişin mantık önermeleri haline getirerek geleceğe dair öngörülerde bulunmaktır.”[7] gibi düşüncelerle burada belirli bir ilke anlayışının oluşması mantıksız gözükürken bizim de burada bahse konu edeceğimiz durumlar biraz daha geneldir. İlk olarak tarih ilmi incelenirken olaylara karşı bakış açımız daima objektif olmalı ve bu duruma dikkat edilmelidir. Aksi taktirde bazı durumları yanlış bakış açımız nedeniyle kaçırabilmekte veya görmezden gelmekteyiz. Bu da bizi makul bir düzeyde tutmamaktadır. Yine tarihi incelerken olayların içindeki insanların günahsız kimseler gibi düşünmemek gerekmektedir. Özellikle İslam tarihi özelinde böyle bir sorun meydana geldiği için burada bahsetmekteyiz. Yani İslam tarihi içerisinde incelenen bazı şahsiyetlere karşı olan sevgi insanlara taassubi bir bakış açısıyla olayla bakmasına ve incelemesine neden olmakta bu durum da bizleri yanlış durumlarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Bir diğer ilke olarak düşündüğümüz durum da tarihin mübalağaya karşı olduğudur. Hiçbir olayı abartarak anlatmamalı ve mübalağanın bir yalandan ibaret olduğunu unutmamalıyız. Bu ve benzer bazı genel ilkeler bulunabilmekte ancak bunların birer ilke olarak anlaşılabileceği gibi etik açısından da değerlendirilmeleri mümkündür. Ancak bir tarihçi kendisine yukarıda bahsettiğimiz durumları ilke benimseyebilir ve onlara ve çoğaltılması mümkün durumlara göre tarih işleyebilir.

tarihi-olaylar

Garaz da tutum ve davranışların kendisine yöneldiği gaye, maksat, gāî sebep, şer‘î hükümlerin gayeleri anlamında kullanılmaktadır.[8] Tarih’in garazı, en nihai amacı march bloch’un da dediği gibi hoşça vakit geçirtmek midir[9] bilinmez ancak bu da kabul edilsin ya da edilmesin ileri sürülebilecek önerilerden biridir. Ancak başka bir açıdan da yaklaşacak olursak insanın bilme arzusu ya da direkt olarak “bilgi” burada etkili olabilmektedir. İnsan tanımak, bilmek ve bildikçe gelişmek isteyen bir yapıya sahiptir ve tarih insana bu verileri sunmaktadır. Aslında yukarıda March Bloch’un da dediği gibi bilgi insana gayet tabi bir şekilde hoş vakit geçirebilmektedir ama bizim görevimiz hoşça vakit geçirmek midir burası sorgulanabilmektedir. Bize göre bizim asıl görevimiz geçmişin öğretilerini günümüze uyarlamak olmalıdır. İnsanın öğrenme ve bilme arzusu karşısında elde edilen veriler insanın mutlu olmasını ve yaptığı işten, araştırmadan zevk almasını ve haz duymasını meydana getirebilir. Ancak bizi daha memnun eden kıstas bize göre bu verilerin günümüzde karşılığını görebilmektir. Geçmişte yaşanmış birçok olay bilgisi akabinde bugün bu verileri hayatımızda idame ettiremiyorsak, dersler çıkartıp yaşantımızda değişiklik meydana getiremiyorsak bize göre tarihin en derunundaki asıl gayeden uzak kalmış bulunmaktayız. Dolayısıyla uygulanabilirlik bize göre tarihin en nihai amacı konumundadır.

Tarih içerikli yazıları okumak için buraya tıklayınız.

[1] Mustafa FAYDA, “Tarih”, TDV İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2011), 40/30.

[2] Şaban ÖZ, İslam Tarihi Metodolojisi (İstanbul: Endülüs Yayınları, 2017), 13.

[3] Tahsin GÖRGÜN, “Mâhiyet”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2003), 27/336.

[4] Mahmut KAYA, “Mevzû”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2004), 29/496.

[5] Adnan Bülent BALOĞLU, “Mesâil”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2004), 29/264.

[6] İlhan KUTLUER, “Mebde”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2003), 28/210.

[7] ÖZ, İslam Tarihi Metodolojisi, 30.

[8] TDV İslam Ansiklopedisi (TDV), “Garaz” (Erişim 31 Ekim 2020).

[9] Marc Bloch, Tarihin Savunusu ya da Tarihçilik Mesleği, çev. Mehmet Ali Kılıçbay (Ankara: Birey ve Toplum Yayınları, 1985), 3.

KAYNAKÇA

BALOĞLU, Adnan Bülent. “Mesâil”. TDV İslam Ansiklopedisi. 29/264-265. Ankara: TDV Yayınları, 2004.

Bloch, Marc. Tarihin Savunusu ya da Tarihçilik Mesleği. çev. Mehmet Ali Kılıçbay. Ankara: Birey Ve Toplum Yayınları, 1. Basım, 1985.

FAYDA, Mustafa. “Tarih”. TDV İslam Ansiklopedisi. 40/30-36. İstanbul: TDV Yayınları, 2011.

GÖRGÜN, Tahsin. “Mâhiyet”. TDV İslam Ansiklopedisi. 27/336-338. Ankara: TDV Yayınları, 2003.

KAYA, Mahmut. “Mevzû”. TDV İslam Ansiklopedisi. 29/496. Ankara: TDV Yayınları, 2004.

KUTLUER, İlhan. “Mebde”. TDV İslam Ansiklopedisi. 28/210-211. Ankara: TDV Yayınları, 2003.

ÖZ, Şaban. İslam Tarihi Metodolojisi. İstanbul: Endülüs Yayınları, 4. Basım, 2017.

TDV, TDV İslam Ansiklopedisi. “Garaz”. Erişim 31 Ekim 2020. https://islamansiklopedisi.org.tr/garaz

You may also like

2 Comments

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in:Tarih