
Şeriyye Sicilleri Mahiyeti
Şeriyye sicilleri, kadı sicilleri, kadı divanı, mahkeme kayıtları, sicillât-ı şer‘iyye ve yaygın kullanımı ile şer‘iyye sicilleri denilen bu defterler kadı yahut nâibi tarafından tutulmakta ve çeşitli türden belgeleri içermektedir. Osmanlı Tarihi düşünüldüğü vakit bu tarz belgelerin o günün sosyolojik durumlarının anlaşılmasında önemli rol oynadığı farkedilmektedir. Kadıların yazışmalarından halkın davalarına kadar her türlü durumun kaydedildiği bu siciller o şartlar hakkında genel perspektifi bize yansıtmaktadır. Ayrıca tarihsel veriler bağlamında da bizlere yardımcı olmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken önemli kavramlar bulunmaktadır. Bu kavramlar mahdar, sicil ve sakk olarak üçe ayrılmaktadır. Mahdar kavramı terimsel olarak hukuki bir dava ile ilgili kayıtlar olarak tanımlanabilirken, sicil bu kararların kaydedildiği kağıtları ifade etmekte, sakk ise bu kayıt esnasında takip edilen usül ve yöntemleri tanımlamaktadır. Dolayısıyla buradan anlaşılan bu kayıtların alelâde tutulmadığı, belirli usuller gözetilerek ele alındığı fark edilmektedir. Bu kayıtların buradan hareketle tarihe ışık tutmaları daha kanıtlanabilir olmaktadır.

Osmanlı Şeriyye Sicilleri
Şer’iyye sicillerinde kullanılan dil, başlangıçtan XVI. asır sonlarına kadar Arapça iken zamanla neredeyse tamamen Türkçe ‘ye inkılap etmiştir. Yine de birçok halde özellikle vakfiyeler, bazı tereke ve aile hukukuna ilişkin kayıtlar ve sicilleri tutan kadının göreve başlamasını gösteren kısımlar Arapça kaleme alınmışlardır. Dolayısıyla okunması açısından bizlere daha makul gelmektedir. Siciller tutuluş açısından da üçlü bir tasnif ile değerlendirilebilir. İlk olarak Tereke, vekalet, hüccet gibi yalnız bir konuya ait konular, ikinci kısım olarak Sicill-i mahfuz denilen evlenme, boşanma, alacak-verecek, fermanlar, beratlar, son olarak ise tarih sırası önemsenmeden tutulan defterlerdir.
Osmanlı şeriye sicilleri yoğun olarak Türkiye ve Osmanlı’nın hüküm sürdüğü vilayetlerde bulunmaktadır. Türkiye’de bulunan siciller eksikleri olmakla beraber kayıt altına Ahmet Akgündüz tarafından Şer’iyye Sicilleri adlı kitapta ele alınmıştır.
Sicil defterleri genelde dar ve uzun defterler olup (15 × 45 cm. gibi) sayfa sayıları 10-20’den 200-300’e kadar çıkabilmektedir. Defterler ortalama 100 sayfa civarındadır ve 400-500 kaydı içermektedir.

Kadı Sicilleri
Osmanlı Şeriyye Sicillerinin Tarih Kaynağı Bakımından Hususiyetleri
Bu bölüm bizim asıl amacımızı izhâr edecektir. Çünkü yukarıda genel çerçeve ile anlatılan Şeriyye Sicilleri’nin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Böylesine dikkatli ve özenli hazırlanan bu belgeler tarihe ışık tutma noktasında birinci elden kaynak olma hüviyetindedir. Dolayısıyla bir olay ve durum araştırmamızda başvurmamız gereken ilk kaynaklar bu sicillerdir. Bu kısma değindikten sonra bu sicillerin ayrı bir önemi de adli siciller hususunda kendisini göstermektedir. Kadılık, naiplik, muhzırlık, mübaşirlik, bostancıbaşılık, çavuşluk ve subaşılık gibi adli müesseselerin hem idari yapılarını hem de gördüğü görevleri geniş şekilde şer’iyye sicillerinden öğrenebiliriz. Ayrıca muslihûnun, şuhûdu’l-hâlin, kassamın ehl-i vukûfun ve benzeri mahkeme teşkilatıyla ilgili görevlilerin kimler arasından hangi ölçütler gözetilerek seçildiğini ve ne gibi işlevler gördüğünü gene şer’iyye sicillerinden takip edebiliriz. [6] Diğer önemli katkılarını da sıralarsak; merkez teşkilatı ile taşra teşkilatı arasındaki ilişkileri ortaya koymada, fetva-kaza ilişkilerinin detaylandırmamızda, hukuk tarihi bakımından İslam hukukunun mes’elelere yansımasını görmekte, iktisat tarihi ve yerel tarihin öğrenilmesinde önemli katkıları bulunmaktadır. [7] Bu sicillerin katkısıyla bizim önümüz birçok konuda aydınlanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin hem teşkilat yapılarını hem de kadılarının ve halkın mahkemelerdeki tutumlarını bu siciller ortaya koymaktadır. Dolayısıyla Osmanlı üzerine bir araştırma ya da bir bilgiyi elde etmek için bu kaynaklar bizler için çok mühim bir konumda yer almaktadırlar. Çünkü daha önce de ifade etmiş olduğumuz birinci elden kaynak olmak ve neredeyse o günün betimleyici bir şekilde ruhunu anlayabilmek bu metinler üzerinden geçmektedir. Hülasa edersek; Şeriyye Sicilleri Osmanlı araştırmaları açısından bölgesel bazlı birçok mes’elede bizlere kaynaklık etmekte ve baş ucu metinler olarak karşımızda durmaktadırlar.