Yaşlı amcanın sırtındaki çift taraflı bakraç onun taşıma sınırını aşıyor gibiydi lakin amcanın yüzündeki gülümseme onun bu işi ne kadar severek yaptığını gösteriyordu. Evine ekmek götürmek için tüm gün kar kış demeden çalışan bu amcalardan ne kadar üzücü olsa da şu anda bulunmuyordu ve çalışmanın sözlük karşılığı olan bu amca bizi ne kadar az da olsa umutlandırıyordu.
Alın Teri
Eski yoğurtçulardan olduğunu belli eden bu amca sırtındaki çift taraflı, büyük bakraçları olan, yoğurt taşıma aletiyle, sobasını tüttürmek için, evinde, sofrasına rahat bir şekilde oturup yemeğini yiyebilmek için paralarını alın teriyle kazanmaya çalışıyordu. İki büyük bakraça konan yoğurdunu, ağaç bir askılıkla omuzunda büyük bir maharetle taşıyordu. Her mahalleden geçiş saati belli olduğundan, o saatlerde evlerin kadınları yoğurt kaplarını doldurtmak için hazır ediyorlardı. Bıçaklarla kestiği kaymaklı yoğurdunu, tartarak getirdiği kaplara koyuyordu ve şimdiki yoğurtlar gibi kimyasal, uzun ömürlü yoğurtlar gibi değildi ama lezzetinden dolayı zaten bir sonraki güne kalmazdı. O şimdikiler gibi altında araba, ellerinde megafonla dolaşma lüksüne sahip değildi ama buna rağmen canla başla, yağmur, kar demeden ekmeklerini taştan çıkararak, ailesini geçindirmeye çalışıyordu.
Amcanın bulunduğu sokak ise gerçekten bizden zamanın neler götürdüğünü gösteriyordu. Eskiden olan sokak sanatçıları, artık yerini herkesi içine hapseden ve zaman kavramını, içeriye ışık girmediği için yok sayan alışveriş merkezlerine bırakıyordu. O koca beton yığını olan sadece belli bir kitleye hitap eden alışveriş merkezleri ise sokak sanatçılarını işsiz bırakmış ve eski mahalle kültürünü öldürüp, bir kenarda etkisiz halde bırakıp gitmişti ama şu an sokaktaki her insana sorsak eski zaman ki sokak kültürünü sanki kendi çocuklarıymış gibi savunurlar.
Bu sokak eskiden sokakta top oynayan çocukların dedelerinden aldıkları üç beş kuruş parayla, macuncuya gidip karışık macun aldıkları sahnelere şahit olurken, şimdi ise okula kapısının önüne kadar gelen servislere binip giden, marketten alınan hazır gıdalarla obezite olan, evde oturup saatlerce elektronik aletlerin başından kalkmayan, sokakta top ile oynamanın ne olduğunu bilmeyen, annesi, babası bir şey istediğinde ona bağırıp çemkiren çocuklara şahit oluyordu. İşte bu hazırcılığa bu güzelim sokak satıcılarına kıymıştı ve artık onlar da yeni işlere kapılıp, eski işini aklının karanlık taraflarında terk edip gidiyorlardı.
Yani kısacası eskiden bulunan ve sokakta alın terleriyle evine ekmek götürmeye çalışan bu amca şu anda kim bilir ne iş yapıyordu. Artık hazırcılığın hakim olduğu hayatlar, tüm sokakları birer birer kaplıyordu.
Hoşunuza gittiyse buradan devam edebilirsiniz.