Tarih

Yirminci Yüzyıla Kadar Tüfek Teknolojisi

Tüfek teknolojisi… Tarafların kendi iradelerini düşmana kabul ettirmeye zorlamak amacıyla kuvvet kullanma eylemi1 olarak tanımlanan savaşı, diğer şiddet kullanma biçimlerinden ayıran özellikler; örgütlü, yasal ve ölümcül olmasıdır.2 Ateşli silahların tarih sahnesine çıkmasından çok evvel insanoğlunun, birbirine şiddet uyguladığı arkeolojik buluntular ile sabittir. Ancak bu şiddet eylemlerinin ‘‘savaş’’ olgusuna dahil edilip edilemeyeceği tartışmalı bir konudur. Savaşın ilk çağlarda var olup olmadığına ilişkin en somut kanıt, M.Ö. 8000 dolaylarında askerî bir tehdide karşı inşa edildiği düşünülen Filistin’deki Cenin şehri duvarlarıdır.3 Savaş olgusuna dahil edilsin ya da edilmesin, erken dönemlerde tarafların birbirlerine uyguladığı şiddet tatbikinde kullanılan birtakım araç-gereç ve silahlar vardır ki bunlar genel olarak ilkel ok-yay, orak, çekiç, balta, mızrak ve bıçak gibi hem avlanma hem de askerî amaçla kullanılabilen aletlerdir. Bu aletler, savaş meydanlarındaki üstünlüklerini ateşli silahların tedavüle girmesi ile zaman içinde yitirerek muharebe meydanlarından çekilmişlerdir.

1. Ateşli Silahların Kullanılmaya Başlanmasıtüfek ne zaman icat edildi

Barutun keşfi, ateşli silahların gelişimine öncülük eden devrim niteliğinde bir yenilik getirdi. Barut üretmek için kullanılan doğru formül tarihte ilk kez dokuzuncu yüzyılda Çin’de keşfedildi.4 Başlangıçta salt askerî maksat ile kullanılmasa da patlayıcı özelliği barutun savaşlarda kullanılmasının yolunu açtı. Barutun Doğu’dan Batı’ya doğru olan serüveni ve Avrupalıların barut ile tanışmaları hakkında birtakım ihtilaflar olmasına rağmen yaygın kanaat, bu tanışmanın muhtemelen Moğollar sayesinde olduğudur.5 Ateşli silahların Avrupa’ya gelişi başlarda uğursuz ve şeytani olarak karşılansa da6 buna rağmen ateşli silahların kullanımının yaygınlaşması büyük bir hızla gerçekleşti. Bu noktada Avrupalıların en büyük sıkıntısı barutun masrafıydı. Avrupalılar, Çin ve Hindistan’ın sahip olduğu doğal güherçile yataklarından yoksunlardı.7 Bu yüzden tam manası ile elde taşınabilen ateşli silahların üretimine, barut kalitesinin iyileştirilmesi ile başlandı.

Her ne kadar Çin’de keşfedilmiş olsa da Çin’dekinin aksine barut, Avrupa’da salt askerî maksatlarla kullanıldı. Avrupalılar barutla çalışan ateşli silahları on dördüncü yüzyılın ilk yıllarından itibaren kullanmaya başladılar.8 Güherçile, odunkömürü ve kükürt karışımından oluşan barutun icadı ve ateşli silahlarda kullanımı geç Ortaçağ tarihinin en mühim olaylarından birisi olmakla birlikte, barutun icadından evvel yukarıda saydığımız vurucu, delici, kesici ve atıcı gibi ayrı sınıflara ait ilk silahlar, barutun keşfi sonrası ateşli silahların muharebe sahalarında boy göstermesine rağmen etkinliklerini hemen kaybetmediler. Küçük kalibreli ateşli silahlar on dördüncü yüzyılda Avrupa’daki savaş meydanlarında gözüktüğünde atış hızlarının ve etki menzillerinin düşük olması sebebi ile uzun süre ok ve yaya bariz bir üstünlük kuramadılar.9 Ancak buna rağmen bu silahların klasik silahlardan farklı olarak kas gücüne ve kişisel yeteneğe bağlı olmaması ve küçük yaştan itibaren uzun bir talim görerek uzmanlaşma gerektirmemesi, ateşli silahların ilkel, hantal ve atış hızı düşük olsa da savaş meydanlarında yer edinebilmelerini sağladı.10 Ateşli silahların savaşın icrasında merkezi bir konuma gelmesi ise on altıncı yüzyılda gerçekleşti.11

Tüfek teknolojisinin muharebelere etkisi

1.1. 19.Yüzyıla Kadar Ateşleme Sistemlerinin Gelişimi

Ahşap kundak üzerine yerleştirilmiş namludan ve namludaki ateşleme tertibatı ile nişangâhtan ibaret bir ateşli el silahı olan tüfeğin12 piyade tarafından portatif olarak ilk gerçek kullanımı İspanya’da gerçekleşti. Arkebüz olarak isimlendirilen bu tüfekler yiv-setsiz namlulu, ağızdan doldurulan ve metal bilye mermiler atan bir silahtı. Arkebüzler 40 inç veya 1 metre arasında değişen çok uzun bir namluya sahiptiler.13 Arkebüz tek bir kişinin kullanabilmesi için uygun olsa da çizimlerinden anlaşılacağı üzere, uzun namlu ve ağırlık problemi kaynaklı olarak ateşlenmesi için namlu altına bir destek konulması gerekiyordu. Tüfek teknolojisindeki en önemli iki gelişme ahşap kundağın geliştirilmesi ve fitilli mekanizmanın eklenmesi ile yaşandı. Ahşap kundak piyadenin nişan almasını ve tüfeği kontrol etmesini kolaylaştırırken, fitilli mekanizma (matchlock)’ın ortaya çıkması da tüfek teknolojisindeki bir başka önemli gelişme oldu.14 Fitilli mekanizma, silah elde tutulurken hedefe bakılarak atış yapılabilmesini sağlamak amacıyla namlu veya namluyu taşıyan kundak yanına serpantine, yani “S” harfine benzer şekilli bir parça takılması prensibi ile çalışmaktaydı. Bu parçanın maşaya benzer üst ucuna yavaş yanan bir fitil takılıyor ve silahın ateş alması sağlanıyordu.15

On altıncı yüzyıla gelindiğinde ilk gerçek mekanik ateşleme metodu olan zemberekli mekanizma (wheellock) icat edildi. Zemberekli mekanizma, çakmaktaşının oynar bir horoza sıkıştırılması ve tetik çekildiğinde çakmaktaşından kıvılcımlar çıkarak ateş alması prensibiyle çalışıyordu. Her ne kadar teknolojik açıdan tüfek teknolojisinde yeni bir gelişme olsa da zemberekli mekanizmanın da birtakım dezavantajları vardı ki bunlar, iyi eğitilmemiş piyadenin elinde kazara tutuşma tehlikesinin varlığı ve ateşleme tertibatının oldukça karışık olmasıydı.16

tüfek

Bu noktada teknolojik gelişmelerde kısıtlayıcı rol oynayabilecek ve askerî maksatla kullanılacak olan bir aletin üretiminde göz önünde bulundurulması gereken iki önemli faktörden bahsetmek gerekir. Bunlar, teknolojinin kullanım kolaylığı ve maliyetidir. Burada zemberekli mekanizma örneğinde olduğu gibi her yeni teknoloji, kullanıma uygun olmayabilir. Özellikle ordu gibi büyük insan kitlelerini içinde barındıran bir oluşumda askerlere sağlanacak olan silahların üretim maliyetinin fazlalığı göze alınamayarak kullanılan teknolojinin terk edilmesi ihtimali de vardır. Bu durumda yeni teknolojinin gözden geçirilerek geliştirilmesi gerekmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz wheellock teknolojisinin etkin kullanımının önündeki engellerden dolayı, üretimi ve arıza çıkarması durumunda tâdili daha ucuz ve kolay, aynı zamanda daha güvenilir ateşleme sistemine sahip olacak bir mekanizma arayışlarına başlandı. Bu arayışın sonucu olarak da on altıncı yüzyılın ortalarında çakmaktaşlı mekanizma (snaphaunce) geliştirildi. Eski sisteme göre çakmak mekanizması daha basit ve sağlam olan bu sistemin, bir aksaklık olması halinde onarımı da daha basitti.17 Ateşleme mekanizmalarının evrimi snaphaunce ile son bulmadı. Çalışma prensibi snaphaunce ile aynı olan ancak birkaç iyileştirilmenin yapıldığı çakmaklı mekanizma (flintlock) zaman içerisinde onun yerini aldı. Çakmaklı tüfek teknolojisi ile birlikte piyadelere iki elini birden kullanma ve tüfeğini daha hızlı doldurma olanağı sağlandı. On yedinci yüzyılın ortalarına gelindiğinde Avrupa’da ağırlığı oldukça fazla ve dolayısıyla da kullanımı zor fitilli tüfek teknolojisi yerlerini artık, rüzgâr ve yağmurun etki düzeyinin oldukça azaldığı -fitilli tüfek teknolojisine göre- ve süvarilerinde kullanımına açık çakmaklı tüfek teknolojisine bırakmıştı. Bu tarihten itibaren tüfek teknolojisinde uzun bir süre büyük bir değişiklik yaşanmadı.18

1.2. Tüfek Teknolojisinin Muharebelere Etkisi

ateşleme sistemlerinin gelişimi

Daha evvel değinildiği gibi ilk ateşli silahların performansı bir komutanın arzu edeceğinden çok daha azdı. Tüfekler ile ilgili problem yalnızca kullanılan barutun kalitesi ile alakalı değil aynı zamanda kullanımı için askerlerin harcadığı süre ile de ilişkiliydi. Menzillerin az olmasının yanı sıra bir tüfeğin yeniden doldurulması ve ateşlenmesi esnasında geçen süre, henüz süvarilerin oldukça etkin olduğu savaş meydanlarında tüfekçilerin hayatını riske atmaktaydı. Bu durumun yansıması ise tüfekçilerin muharebe esnasında mızraklı askerler tarafından korunması oldu.19 Öyle ki on altıncı yüzyılda okçuların yerini alan tüfekli askerler ile mızraklı piyadelerin savaş meydanlarındaki oran dağılımı hemen hemen eşitti.20 Piyadenin muharebe performansını etkileyen bu duruma çözüm olarak Fransa da ilk süngü icat edildi. Tıpa süngü denilen bu yeniliğin ilk kullanımı bıçağın namluya doğrudan sokulması ile kullanılıyordu ki bu da piyadenin ateş etmesine mâni bir durum idi. Süngü takılı iken silahı ateşleme fırsatı veren üçgen kesitli kabzasız bir bıçak olan gerçek soket süngüler 1690’larda kullanıma girdi.21 Süngünün dar bir bilezik yardımıyla namlunun ucuna takılması piyadenin ateş etmesine imkân sağlıyordu.

On yedinci yüzyıla gelindiğinde dahi dönemin tüfek teknolojisi görece gelişmiş olsa da dönemin ağızdan dolan yiv-setsiz tüfeklerinin yeniden ateşlenme süresi, menzili, mermilerin isabet oranı ve düşmana verdiği hasar oldukça az olduğundan, ancak çok sayıda asker eşzamanlı hareket eden saflar oluşturabilirse ateş üstünlüğü ele geçirilebiliyordu.22 Yaylım ateşi denilen bu taktiğin mucitleri on altıncı yüzyılın sonunda Nassaulu Kont Maurice ve Willem Lodewijk’ti.23 Maurice ve Lodewijk, Aelianus’un Taktika’sını okurken, lejyonlarda uygulanan cirit ve sapan misketi atanların açtığı yaylım ateşini, dönüşümlü tüfekçi hatları tarafından da uygulayabileceğini fark ettiler. Bu taktiksel yenilik, grup atışını meydana getirerek tüfeği ateşleyen safların geri çekilerek yeniden doldurmalarına imkân sağlamasına ve halihazırda bekleyen safların ise harekete geçerek o sırada ateş gücünü kesintisiz devam ettirmelerine imkân verdi. Böylelikle ağızdan dolma tüfeğin dezavantajlarından biri olan yavaş ateş hızının telafi edilmesi ve ateş gücünün artırılması sağlanmış oldu.

2. 19.Yüzyıl Tüfek Teknolojisindeki Gelişmeler

tufek nedir

On dokuzuncu yüzyılda sivil ve askeri teknolojilerin gelişimi açısından devrim niteliğinde gelişmeler yaşandı. Buhar makinesinin icadını müteakip James Watt, bu icadı geliştirerek 1784’te ilk sanayi tipi buhar makinasını icat etti. Ancak buhar teknolojisinin gelişip yaygınlaşması daha çok on dokuzuncu yüzyılda vuku buldu. Buhar gücü ile çalışan gemiler ve demiryolu lokomotifleri ulaştırmada, buhar makinaları ise endüstriyel üretimde radikal değişikliklere yol açtı. Şüphesiz tüm bu gelişmeler olurken değişimin askerî teknolojiye yansıması kaçınılmaz bir durumdu, çünkü buhar devrimi beraberinde üretimi getirmiş, bu da silah parçası ve teçhizatı imalini kolaylaştırmıştı.

2.1. Kapsüllü Tüfek Teknolojisi

On dokuzuncu yüzyılın henüz başlarında ağızdan dolan çakmaklı tüfek teknolojisi standart piyade tüfeği olarak yaygın şekilde kullanılmaktaydı fakat yüzyılın başlarında yaşanan mühim bir gelişme, bakır yahut pirinç kapsüllü ve yeni tip horozlu mekanizmanın icadı (percussion lock) ile bu durum değişmeye başladı. İskoç Rahip ve mucit Alexander John Forsyth, bir kapsül içerisine cıva fülminat yerleştirilerek, barutun ateşlenebileceğinin farkına vardı.24 Kapsüllü tüfek teknolojisi sayesinde, hava muhalefeti sırasında problem yaratan çakmaklı ateşleme sistemi terk edilmeye başlandı. Çünkü cıva patlayıcıları, çakıldığında ateş almakta bu sayede de harici bir ateş veya patlamaya gerek kalmamaktaydı. Joshua Shaw, 1822’de metal tüfek kapsülünün seri üretimini yaptı. Bu sistemde, atış deliğine yerleştirilen kapsül asıl barutu ateşliyordu.25tüfek teknolojisi

Söz konusu teknoloji ateşleme sistemine yenilik getirse de piyade tüfeklerinde halledilmesi gereken sorunlar bununla sınırlı değildi. Kapsüllü tüfekler hala yiv-setsiz olarak kullanılıyordu ki, bu da atışların isabet oranının düşük ve menzillerinin kısa olması anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla bu problemlerinde halledilmesi için birtakım yenilikler yapılması zorunluydu. Söz konusu yüzyılda kapsüllü tüfeklerin kullanılmasını takiben yaşanan yenilik, doğal olarak menzil ve isabet sorunu odaklıydı. Bu problemin çözümü için yapılan çalışmalar kapsüllü tüfeklerin yivli olarak tasarlanması yeniliğini doğurdu. Şimdiye dek merminin namluya tam oturmamasından ve ateşlemeyi tetikleyen gazların sızarak işlevini yitirmesinden kaynaklı sorunların çözümü yivli tüfeklerde görüldü.26 Aslında on altıncı yüzyıldan beri yivli tüfek teknolojisi bilinmekteydi ancak dönemin tüfek teknolojisi namludan dolar olduğundan, setler yüzünden mermiyi doldurmak oldukça zor ve yavaştı.27

Yaşanan problemin çözülmesine yönelik ilk çalışmalardan birisini, İngiliz subay Yüzbaşı Norton 1823’te yivli tüfek teknolojisi kullanılmak üzere mermi tasarlayarak yaptı.28 Bu mermi ile tüfeği doldururken, merminin yivlere oturmasını sağlamak için iyice sıkıştırılması gerekiyordu ki bu durum silahların ağızdan doldurulmasını zorlaştırmaktaydı. Norton bu sorunu mermi tabanını oyarak giderdi, bu sayede silah ateşlendiğinde çıkan mermi

gaz basıncı ile genişlemekte ve namludaki yivlere iyice oturmaktaydı.29 Ancak başta İngiliz Mühimmat Dairesi olmak üzere askerî çevreler, 1839’a kadar bu yeni icada fazla ilgi göstermedi.30 1849 senesinde Fransız Yüzbaşı Claude-Etienne Minie, geçmiş dizaynları daha da geliştirerek tüfek teknolojisinde yaşanan bu problemi ortadan kaldıracak çözümü buldu. Minie’nin tasarladığı kurşun, gövdesi silindir, ucu konik ve dibi oyuk bir şekildeydi. Bu kurşun, namlu çapından daha ufak olduğu için kolaylıkla doldurulabiliyordu. Ateşlendiği zaman dipteki oyuk sayesinde genişleyen kurşun barutun kaçmasını önlemekte ve yivler de mermiye dönme imkânı sağladığı için isabet oranı yükselmekteydi.31 Minie mermisinin icadı ile birlikte tüfek teknolojisinde çözülmesi gereken sorunlar oldukça azalmış gözükmekteydi fakat, tüfek teknolojisi hala gelişime açıktı ve önünde kat etmesi gereken uzun bir yol vardı.

2.2. (Kuyruktan Dolar) İğneli Tüfek Teknolojisi

tüfek

On dokuzuncu yüzyılın ortalarına gelindiğinde savaşın icrası hala ağızdan dolar tüfek teknolojisi ile yürütülmekteydi. Piyadenin muharebe esnasında ayakta olması zorunluluğunu doğuran bu durum, askerlerin düşmana açık hedef teşkil etmesi açısından oldukça sıkıntılıydı. Kuyruktan dolar iğneli tüfek teknolojisinin sahneye çıkması her şeyi değiştirdi çünkü kuyruktan dolar tüfek teknolojisi sayesinde piyadeler artık yere yatarak da silahlarını doldurabilmekteydi. Sistemin mucidi Johann Nikolaus Dreyse, 1827 senesinde standart ağızdan dolar tüfekler üzerine yoğunlaşarak işe başlasa da kuyruktan dolar tüfeklere yönelerek 1835’te iğneli tüfekleri mükemmelleştirdi.32 İğneli tüfek teknolojisi Prusya askerî çevreleri tarafından o kadar beğenildi ki kral ve danışmanları 1840 senesinde altmış bin adet Dreyse model tüfek siparişi vererek piyade askerlerini bunlarla donattılar.33 1866 senesine gelindiğinde Prusya ordusu modası geçmiş olmasına rağmen Avusturya ile girdikleri savaşta hala bu tüfekleri kullanmaktaydı.34 Aynı sene içerisinde Fransa’da Chassepot, kendi adı verilen ve Dreyse’den daha iyi performansa sahip tüfeği geliştirdi. Silahın kuyruğunu kauçuk bir halka ile kaplayarak barut gazı kaçağını azaltan Chassepot, tüfeğin menzilini 1600 metreye çıkarmayı başarmıştı.35

3. Amerikan Sistemi ve Tüfek Teknolojisinin Standardizasyonu

Amerikalı mucit, makine mühendisi ve üretici Eli Whitney, günümüzde pamuk çırçır makinasının mucidi olarak bilinir. Ancak Whitney’nin daha büyük bir başarısı değiştirilebilir parçaların (interchangeable) seri üretim konseptini geliştirmesidir. Daha önce bahsettiğimiz gibi sanayi devrimi ile birlikte kol gücü yerini artık buhar gücü ile çalışan makinelere bırakmaya başlamıştı. On dokuzuncu yüzyılın başında Avrupa’da küçük ateşli silahlar zanaatkarlar tarafından elle üretilmekteydi. Askerî sanayide makineleşme ilk olarak Amerika’da başlamış ve diğer ülkeleri de bu gelişmeye adapte olmak amacıyla harekete geçirmişti.36 Öyle ki İngiltere, ABD’nin silah üretiminde yakaladığı gelişmeyi yerinde incelemek amacı ile Amerika’ya gözlem için bir heyet göndermiş ve bu gözlemciler kendilerininkinden oldukça farklı buldukları bu tekniğe “Amerikan Sistemi” adını vermişlerdir.37

tüfek teknolojisi ve ateşli silahlar

Amerikan sistemi ki aynı zamanda değiştirilebilir parça sitemi olarak da bilinir38, hafif silah üretiminde devrim niteliğinde bir gelişme yarattı. Bu sistem sayesinde tüfek parçalarının standart biçimde üretilerek, tüfek aksamlarının birbirleri ile değiştirilmesi mümkün kılınmaktaydı. Aynı zamanda karmaşık bileşenli ürünler dahi seri olarak ve düşük maliyette üretilebilmekteydi.39 Amerikan Harp Dairesi’nin, 1820 senesinde Albay John Hall ile birbiriyle değiştirilebilir parçalara sahip bir tüfek için kontrat yapması ile Hall, 1823’te tektip olarak seri tüfekler üretmeye imkân sağlayan makinalar icat etti ve bu tarih, silah sanayinde ilk interchangeable bileşenlerden müteşekkil seri silah üretiminin başlangıç tarihi olarak kabul edildi.40

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren tüfek teknolojisinde gelişmeler devam etti. 1860’lara gelinene kadar kâğıt fişek kullanımı devam ediyordu ancak söz konusu tarihte piyade tüfeği için tam atım kovanlı mermi tasarlanıp üretilmeye başlandı. Yine 1886’da dumansız barutun keşfedilmesi ile kara barutlu mermilerden vazgeçildi. Muharebe meydanlarında beklenmedik bir silahın: makineli tüfeğin boy göstermesi de bu tarihlere rasgelmektedir. Aslında ilk gerçek makineli tüfek ABD’li Hiram Maxim tarafından 1883’te icat edilmiş olsa da 1860 senesinde icat edilen Amerikan Gatling ve Fransız Mitrailleuse hızlı ama tek tek ateşlenen namlulardan oluştuğundan, bu silahlara çabuk ateşli tüfek (rapid fire gun) denilmesi daha doğrudur.41

Tüfek Teknolojisinin Sonucu

ateşli silahların kullanımı

İlk ateşli silahların savaş sahnesine çıkışı on dördüncü yüzyılda oldu. Bugün yirmi birinci yüzyılda dahi ateşli silahlar, tüm dehşeti ile hatta eskisine oranla daha da yıkıcı etkilere sahip bir şekilde hayatımızın içerisinde yer almaya devam ediyor. İlk kullanıma başlanılmasından itibaren aradan geçen asırlarda tüfek teknolojisi değişti, gelişti ve “öldürme” konusunda mükemmelleşti. Söz konusu teknolojinin evrimini etkileyen temel parametreler, silahı kullanacak askerin ayrıca bir yetenek sergilemesine mahal bırakmayacak şekilde “kullanım kolaylığı” sağlamaya çalışmak ve üretiminin getirdiği finansal yükü azaltmak amacı ile “maliyet kolaylığı sağlamak” oldu. Kundağından namlusuna, ateşleme sisteminden barutuna kadar, tüfeği oluşturan kombinlerden her birisi zaman içerisinde bu parametrelere uyacak şekilde değişime ve dönüşüme uğradı. İlkel silahları zaman içerisinde yerinden eden tüfek, piyadenin temel savaş enstrümanı haline geldi. Ordulara birçok açıdan faydalar sağladı. Önce okçuları, süngünün icadı ile de mızraklı askerleri yerlerinden ederek insan ve iaşe açısından tasarruf ettirdi. Dahil olduğu kimi ordularda farklı taktik birimlerin yaratımı sayesinde askerî yapıların dönüşümünü sağladı. Ancak tüm bunlar olurken teknolojik ilerlemenin her zaman devlet, ordu, insan üçlemesi lehine olmadığı genellikle göz ardı edildi. Nihayetinde her teknoloji gibi, tüfek teknolojisi de tek başına savaş kazandırmaya yetmedi.

Dipnot

1 Carl von Clausewitz, Savaş Üzerine, çev. Selma Koçak (İstanbul: Doruk Yayınları, 2019), 29-39.

2 Mesut Uyar, Dünya Askerî Tarihi, (İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2020), 36.

3 a.g.e., 38.

4 Jeremy Black, Savaş ve Dünya Askerî Güç ve Dünyanın Kaderi 1450-2000, çev. Yeliz Özkan (Ankara: Dost Kitabevi, 2009), 98.

5 Kenneth Chase, Firearms A Global History to 1700, (Cambridge: Cambridge University Press, 2003), 58.

6 a.g.e., 60.

7 gös.yer.

8 Carlo M. Cipolla, Yelken ve Top, çev. Aslı Kayabal (İstanbul: Kitap Yayınevi, 2003), 11.

9 Geoffrey Parker, Askeri Devrim Batı’nın Yükselişinde Askeri Yenilikler 1500-1800, çev. Tuncay Zorlu (İstanbul: Küre Yayınları, 2018), 50.

10 Uyar, a.g.e., 127.

11 Bert. S. Hall, Weapons and Warfare in Renaissance Europe Gunpowder, Technology and Tactics, (Baltimore & London: Johns Hopkins University Press, 1997), 2.

12 Gábor Ágoston, ‘‘Osmanlı’da Top, Tüfek ve Tabur’’, Osmanlı’da Ateşli Silahlar Ve Askeri Devrim Tartışmaları, çev. Kahraman Şakul (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2017), 157.

13 Hall, a.g.e., 96.

14 David Westwood, Rifles An Illustrated History of Their Impact, (California: ABC-CLIO, 2005), 7.

15 James H. Willbanks, Machine Guns An Illustrated History of Their Impact, (California: ABC- CLIO, 2004), 7.

16 Westwood, a.g.e., 9-12

17 a.g.e., 12-13.

18 Fatih Yeşil, İhtilâller Çağında Osmanlı Ordusu Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyoekonomik ve Sosyopolitik Değişim Üzerine Bir İnceleme (1793-1826), (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2016), 136.

19 Parker, a.g.e., 54.

20 B. P. Hughes, Firepower Weapons Effectiveness On The Battlefield 1630-1850, (New York: Sarpedon, 1997), 75.

21 Uyar, a.g.e., 143.

22 Gültekin Yıldız, “Kara Kuvvetleri”, Osmanlı Askeri Tarihi Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri 1792- 1918, ed. Gültekin Yıldız (İstanbul: Timaş Yayınları, 2017), 63.

23 Geoffrey Parker, “Hanedan Savaşları (1494- 1 660)”, Cambridge Savaş Tarihi, ed. Geoffrey Parker, çev. Füsun Tayanç-Tunç Tayanç (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2018), 172.

24 Robert L. O’Connel, Of Arms And Men A History of War, Weapons and Aggression, (Oxford: Oxford University Press, 1990), 191.

25 Black, a.g.e., 296.

26 Ali İhsan Gencer, Ali Fuat Örenç, Metin Ünver, Türk-Amerikan Silah Ticareti Tarihi, (İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2008), 10.

27 Uyar, a.g.e., 179.

28 Gencer, a.g.e., 11.

29 Debra Wolter, Silah, Tabanca ve Tüfeklerin 800 Yıllık Tarihi, ed. Chris Stone, çev. Cenk Pamay (İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2008), 154.

30 O’Connell, a.g.e., 191.

31 Uyar, a.g.e., 179.

32 Westwood, a.g.e., 91.

33 O’Connell, a.g.e., 203.

34 Westwood, a.g.e., 93.

35 Christon I. Archer ve diğ., Dünya Savaş Tarihi, çev. Cem Demirkan (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2020), 484.

36 Gencer, a.g.e., 13.

37 David A. Hounshell, From The American System to Mass Production, 1800-1932: The Development of Manufacturing Technology in The United States, (Baltimore and London: John Hopkins University Press, 1984), 4.

38 Brian Holden Reid, The American Civil War and the Wars Of The Industrial Revolution, ed. John Keegan (New York: Alfred A. Knopf, 2009), 5.

39 Gencer, a.g.e., 14-15.

40 a.g.e., 16-17.

41 Uyar, a.g.e., 18

Kaynakça

KAYNAKÇA

Ágoston, Gábor. ‘‘Osmanlı’da Top, Tüfek ve Tabur’’. Osmanlı’da Ateşli Silahlar Ve Askeri Devrim Tartışmaları. çev. Kahraman Şakul. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2017, 147-169.

Archer, Christon I. John R. Ferris. Holger H. Herwig. Timothy E. Travers. Dünya Savaş Tarihi. çev. Cem Demirkan. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.

Black, Jeremy. Savaş ve Dünya Askerî Güç ve Dünyanın Kaderi 1450-2000. çev. Yeliz Özkan. Ankara: Dost Kitabevi, 2009.

Chase, Kenneth. Firearms A Global History to 1700. Cambridge: Cambridge University Press, 2003.

Cipolla, Carlo M. Yelken ve Top. çev. Aslı Kayabal. İstanbul: Kitap Yayınevi, 2003.

Clausewitz, Carl von. Savaş Üzerine. çev. Selma Koçak. İstanbul: Doruk Yayınları, 2019.

Gencer, Ali İhsan. Ali Fuat Örenç. Metin Ünver. Türk-Amerikan Silah Ticareti Tarihi. İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2008.

Hall, Bert S. Weapons and Warfare in Renaissance Europe Gunpowder, Technology and Tactics. Baltimore & London: Johns Hopkins University Press, 1997.

Hounshell, David A. From The American System to Mass Production, 1800-1932: The Development of Manufacturing Technology in The United States. Baltimore and London: John Hopkins University Press, 1984.

Hughes, B.P. Firepower Weapons Effectiveness On The Battlefield 1630-1850. New York: Sarpedon, 1997.

O’Connel, Robert L. Of Arms And Men A History of War, Weapons and Aggression. Oxford: Oxford University Press, 1990.

Parker, Geoffrey. Askeri Devrim Batı’nın Yükselişinde Askeri Yenilikler 1500-1800. çev. Tuncay Zorlu. İstanbul: Küre Yayınları, 2018.

Parker, Geoffrey. “Hanedan Savaşları (1494- 1660)”. Cambridge Savaş Tarihi, ed. Geoffrey Parker. çev. Füsun Tayanç-Tunç Tayanç. İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2018, 163-187.

Holden, Brian Reid. The American Civil War and the Wars Of The Industrial Revolution. ed. John Keegan. New York: Alfred A. Konpf, 2009.

Uyar, Mesut. Dünya Askerî Tarihi. İstanbul: Doğu Kütüphanesi, 2020.

Westwood, David. Rifles An Illustrated History of Their Impact. California: ABC- CLIO, 2005.

Willbanks, James H. Machine Guns An Illustrated History of Their Impact. California: ABC-CLIO, 2004.

Wolter, Debra. Silah, Tabanca ve Tüfeklerin 800 Yıllık Tarihi. ed. Chris Stone. çev. Cenk Pamay. İstanbul: Kaknüs Yayınları, 2008.

Yeşil, Fatih. İhtilâller Çağında Osmanlı Ordusu Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyoekonomik ve Sosyopolitik Değişim Üzerine Bir İnceleme (1793-1826). İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2016.

Yıldız, Gültekin. “Kara Kuvvetleri”. Osmanlı Askeri Tarihi Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri 1792-1918. ed. Gültekin Yıldız. İstanbul: Timaş Yayınları, 2017, 47-113.

You may also like

1 Comment

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in:Tarih

Next Article:

0 %